27 Ocak 2011 Perşembe

Bugün benim doğum günüm. Yazı yazmam gerek. Ama içeride olan kişilerin yanından kendimi alamıyorum. k.bakma bilog 2.plandasın :)

15 Ocak 2011 Cumartesi

Sessiz. -1-

Okuyucuma Not: Sakin ol. bu sadece bir hikaye denemesi. Her halt olabilir ama bir itirafhane olmaz.


İlk başta koyu bir uğultu vardı kulaklarımda. Ne olduğu belli olmayan cümlelerden kesitler. Sonra gittikçe sessizleşti. Sustu. 


Sessiz bir odaya açtım gözlerimi. çok sessiz. Ne pervanenin dönme sesi vardı,Ne de Yanımda bağrışanların gürültüsü.Küçük bir sinek geçti gözümün önünden onun bile sesi yoktu. Dünya susmuş muydu ? Neredeydi eski sokaktan çıkan bağrışlar? 


Başımda duran annem, ancak 150 saniye sonra yüzüme baktı.Önce göremedi beni. tekrar döndü arkasını sonra yeniden baktı. Ve gördü. Gözlerimin sonuna kadar açık olduğunu gördü. Birşeyler söylüyordu dudakları. Çok hızlı. Sonra kafasını çevirdi ve arkasındakilere ağzını açtı.herkesin ağzı durmuş bana bakıyorlardı. Kafamı aşağı çekip yorganı yüzüme kapattım.Şimdi hem koyu bir mavilik hemde sessizlik vardı. Belkide hala bağrışıyorlardı. Bir kaç saat geçmiş olduğunu düşündüm. büyük bir ihtimalle öğle saatleriydi. Ama yorgandan dışarı baktığımda yanıldığımı anladım. güneş turunculaşmış denizin üstünde öylece bekliyordu. 


Odama tekrar baktım.Hiç kimse konuşmuyordu. Ya ellerine bakıyorlardı yada birbirlerine.


Sessizlik kulaklarımı deliyordu. Ruhumdan parça parça götürüyordu bu sessiz oda. Küçük bir çığlık attım. Duymuyorum. Bir kez daha bir çığlık bu sefer uzun. ailemde telaşlanmaya başlamalar. Sesimin son raddesini kullanarak konuştum bu kez;


"Biri birşey yapsın duymuyorum.!!"


Çığlıklarımın sonu gelmesin istiyordum. Gücüm yettiğince bağırdım,Ağladım,çığlık attım. Herşey hala sessizdi. Sesimin titreşimini anlamamaya başladım. Annem koşarak odadan çıktı. Yüzünde en ufak bir üzüntü birikintisi yoktu. Gözünden damla yaş inmemişti. Doktorlar girdi birden odaya. Hemşirenin elinde küçük bir iğne. bir kez daha konuştuğumu tahmin ettim:


"lütfen onu bana yapma.!!"


Gözlerim yavaş yavaş kapanırken neden bunların benim başıma geldiğini merak ediyordum...


                               -to be continued-



















6 Ocak 2011 Perşembe

Turşu suyunun dramı Vol-1

8 izleyicim olmuş ohanız.! Vişne çürüğümle rekabete girebilirim artık. efenim kendisinin 270 küsur izleyicisi var. 


Üsturupsuz yazara taktım bu aralar. Gerçi yazamıyormuş bu sıralar kendisine acil şifalar diliyoruz.


Kırismas geçeli baya bir oldu ama kalıntıları bizim evde sürmeye devam ediyor. Geçen annem votkayı çıkarmayı unuttuğunu açıkladı. bir şişe votka bizim evde öylecene yatıyor. Acaip birşey ya hiç beğenmedim ıykk.! 




miss positive is dead. diyorlar ama sanırım yeniden küllerimden doğuyorum. 


Polyanna yı da hiç sevmezdim ama nereden bulaştı hiç bilmiyorum. Sinir sinir bakışları Makes me sick.!! 




Kabuslarla doluyum. Sürekli zombi görüp duruyorum. zaten kapımda gıcır gıcır ediyor. isyanlardayım.






Sıkılıyorum ben yaa! her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılıyorum. Yaz gelsede bitse şu sıkılganlığım. eve girersem namerdim arkadaş.!


Son zamanlarda şu özentilere taktım. olala, bla bla bla ,naber gibi face sayfaları doldu. Özenti değiliz diyorlar ama Allahı resmen ya.!






Yoruldum. Ve sıkıldım yeter bu kadar bilgi. Telekinesisi izleyin. Şahane yazar. Ve üsturupsuzu. 


Saygılaar.!





4 Ocak 2011 Salı

Padam Padam.!

Müziğe her zaman büyük ilgi duyduğumu söylemişmiydim? Hayatımı %90 o yönetir. Kürüstürlükten çıkmış sanat eserliğine doğru yola çıkmış bilgisayarımı açtığımda ilk işim müzik açmaktır. sabah onunla uyanır. öğle yemeğimden sonra sürekli söylerim. Kafamın içinde hiç susmayan bir ipod var. sürekli şarkı değiştiriyor. öyle bir şey işte. 


Geçenlerde samimi olduğum bir arkadaşımla konuşuyordum.Sahilde yürüyüş falan yaptık. beynimin açılmasında çok yardımcı oldu. çünkü ailemle konuştuğumda falan her 3 kelimemden birinin sınav olduğunu yeni farkettim. Korkulu rüyam. 
ygs. 


herneyse. 


Kıza sürekli şarkılarla öğüt veriyorum allahım ne acaipim ya.!? Bir süre sonra sanırsam bıktı bundan."herneyse.benim eve gitmem lazım" dedi. aniden arkasını döndü ve benden koşarak uzaklaştı. Kendimi o an her an patlayabilir bir bomba gibi zannettim. nasıl acı çektim sana anlatamam bilog. zaten şu son zamanlarda herkes aynı şeyi yapıyor. b.i.t le de biraz ayrıyız gibi. sorduğum sorulara tek kelime cevap veriyor. derslerden kaynaklandığını düşünüp duruyorum ya neyse.


sahilde bir başıma kaldım. yağmurda başladı. zaten rüzgar da vardı. beynim geri dönmek istediğimi bağıra çağıra söylesede ayaklarım beni anfimizin-yada amfi bilmiyorum işte herneyse- oraya sürükledi. en tepesine çıktığında o kadar güzel bir manzara oluyor ki.!  tüm hayatımı unutuyorum sanki. gökyüzündeymişim gibi hissediyorum.  


Sanırım çok yanlızım. Ama bu beni pek ilgilendirmiyor. Ben lise 


yıllarından beri yalnızım. Ailem benim her şeyim. 




Onlardan biri olduğum için çok şanslıyım sanırım. 




Bak nerelerden nerelere atladık. Hakikaten bir acayip im yaa.! 



Kendine iyi bak. Özleyip duruyorum seni. sıcak şeyler iç bak. Kış iyiden iyiye bastırdı. Sana da bir şeyler örmeliyim elim değmişken. 

EDITH PIAF- padam padam dinlenesii.!!!!

p

2 Ocak 2011 Pazar

Kırık Kalem Döküntüleri Part-1

Günlerdir odamda garip sesler duyuyorum. Sessizliğin haykırışları gibi. Başımın üstünde kara bulutlar dolaşıyor. Sanki birazdan bir yağmur bastıracak. Sadece bana. Soğuk hava zaten biliyorsun, ellerim üşüyor yokluğunda. 


Kulağımda anlamsız bir müzik, uğultu duymayı yeğleyeceğim iğrenç bir müzik. Kötülerin kazandığı filmlerin müzikleri gibi.  Onlar mı kazandı ?


Hava gri sürekli. Yağmur yok,soğuk buz gibi bir hava.Sıcak yağmuru özletiyor. Yada Kar'ı. Birşeyler yağsa bu şehre susacak tüm kötü şeyler sanki.


Caddeler insan kalabalığı,sokaklar. Sensizliği yüzüme yüzüme çarpıyor. Ağaçların bahçelerin kokuları seni hatırlatıyor. Başımı sakladığım boynunu. Ve onun canlı kokusunu.


İnsanlar alay ediyorlar. Gülüyorlar bana sebepsiz. Ben ağlarken birilerinin gülmesinden nefret ederim bilirsin. Senin gülüşünü düşlüyorum günlerdir. İçimi çöl gibi kavuran gülüşünü. Altında art niyet olmadan dertsiz gülüşünü.


Gözümü ilk senin resmine açıyorum. Günyadın diyorum sana sessizce.Posterlerim yüzüme bakıyor. 'Onu beklemekten vazgeçmeyeceksin!' dermişçesine.


Vazgeçmeyeceğim.


Seni özlemekten,
Beklemekten,
Aramaktan vazgeçmeyeceğim.



Ah sevgilim.

Seni ne kadar özledim bir bilsen...

We've lost it all,
The love is gone...